
Benim çocukluğumda Filyos’un adı gene Filyos’tu. Ne tuhaf bir cümle değil mi? Türkiye gerçeklerinden habersiz olanlara saçma bile gelebilir. Oysa, memleketimizi tanıyanlar, bilenler için yadırganacak hiç bir şey yok. Bizde zırt pırt sokak, köy, kasaba adı değiştirmek adettendir. Hatta sadece bunları değil, meydanların, stadyumların, dağların, göllerin adlarını da ikide bir değiştirmeden duramayız biz. Filyos’un adı Hisarönü’ye dönüştüğünde ben küçük bir çocuktum. Resmi binalarda, belgelerde Hisarönü diye yazması hiç hoşuma gitmezdi. Yapaylığı kadar, sıradanlığı da rahatsız ederdi beni. O yüzden nereli olduğumu soranlara, tereddütsüz ‘Filyos’ diye cevap verirdim. Hisarönü’lüyüm demek aklımın köşesinden bile geçmezdi.
Halk da gündelik konuşmalarında Filyos’u kullanır, mecbur kalmadıkça diğerini ağzına bile almazdı. Hisarönü, resmi ağızlara mahsustu. Bucak Müdürü’nün, Belediye Başkanı’nın unvanının bir parçasıydı.
İşin ilginç yanı, bucağımızın ismi Hisarönü olmuştu ama çayımızın adı hala Filyos’tu. Aynı şekilde, ortaokulumuzun adı da Filyos olarak kalmıştı. Ateş Tuğla Fabrikası’nın önündeki ‘Filyos’ ibaresi de dokunulamazlar arasındaydı.
Filyos’u Hisarönü yapan irade, her nedense bu üç yerin adını değiştirememiş, ya unutmuş, ya da gücü yetmemişti.
Böylece garabet bir durum ortaya çıktı. Filyos kelimesi, kasaba için sakıncalıydı ama nehirde, ortaokulda ve Ateş Tuğla Fabrikası’nda devam etmesinde bir mahzur yoktu.
Filyos’lular, beldelerine Filyos demeye devam ediyorlardı ama, hiçbirinin aklına nedense Hisarönü zevksizliğinden kurtulmak için hükümete resmi bir itirazda bulunmak bir türlü gelmiyordu.
Herhalde içinde bulundukları çarpık durum pek de umurlarında değildi.
Sonunda bu gaflet uykusundan Belediye Başkanımız Ertan Ülker’in gayreti ve ısrarı sayesinde uyanabildik. 1999 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla, kasabamızın adı yeniden ve resmen Filyos oldu.
O sevimsiz Hisarönü tabelası, istasyon binasından, postaneden, belediyeden söküldü ve bir daha ortaya çıkmamak üzere depoya kaldırıldı. Tren biletlerine Hisarönü yerine yeniden ve eskisi gibi Filyos yazıldı.
Ne yalan söyleyeyim, ben de derin bir oh çektim.
Kasabamızın, yıllardır sırtında taşıdığı, o eğreti, köksüz, yapay, albenisiz isimden artık kurtulmuştuk. Sonsuz çağrışımlarla dolu, anıtsal bir isim olan ‘Filyos’, binlerce yılın birikimiyle geri dönmüştü.
Uzak değil, çok yakın bir zamanda arkeologların ortaya çıkaracağı antik kent kalıntıları nedeniyle, daha şimdiden Karadeniz’in Efes’i olarak selamlanan kasabamızı, Filyos’tan daha güzel başka hangi isim taçlandırabilirdi ki?
Bu ismin değerini iyi bilmeli ve onu evrensel bir marka haline getirmeliyiz.
Çünkü ona çok ihtiyacımız olacak.
0 yorum